Fitr kelimesi oruca son vermeyi, orucu açmayı (iftar) ifade eder. Bundan dolayı ramazan bayramına îdü’l-fıtr denildiği gibi ramazan ayını yaşamanın, onun mükâfat ve bereketinden faydalanmanın bir şükran belirtisi olarak verilen sadakaya da sadaka-i fıtr, Türkçe’de fitre denir.
İçeriğinde sevinç ve neşe bulunan bayramı toplumdaki her bireyin beraber yaşayabilmesi için muhtaç kimselerin kısmen de olsa ihtiyaçları giderilerek sosyal dayanışmanın güzel bir örneği verilmiş olur. Bu dayanışmayı en yüksek seviyeye çıkarmak ve daha çok insana yardım etme zevkini verebilmek için fitre miktarı asgari ölçüde tutulmuş ve ödeme kolaylıkları sağlanmıştır. Yani diyanetin ilan ettiği 130₺ fitre miktarı en az olup neredeyse herkesin fitre verebilmesini, hediye vermesini mümkün kılar. Ama tabii ki cömertliğin ölçüsü olmaz. Bence bir kişinin bir bayram günü yiyip içmesine yetecek kadar, mesela ikibin ₺ olmalıdır. Fitre verenlerin alması yerinde olmaz. Aklı başında her birey, kadın/erkek/çocuk fitre vermelidir. Evli kadınlar isterse kocaları onlar adına fitrelerini verir. Fitre en geç bayram namazı çıkışı verilir. Biz de ailemizin en büyüğü kayınvalidem veriyor. Aro. Ake.
Çağdaş âlimlere göre fitre o toplumda yaşayan her kesime verilebilir. Ama fakir olsalar bile anne, baba, dede, nine gibi usulü ile çocukları ve torunları gibi fürûuna ve karısına fitre vermesi câiz görülmemiştir. Çünkü sadakayı bakmakla yükümlü bulundukları kimselere vererek kendileri için dolaylı bir menfaat sağlamış olurlar. Bu saydıklarımıza zaten değil fitre vermek her türlü ihtiyaçlarını sağlamak boynumuzun borcudur.