Yeşilada, olası faiz indirimlerinin döviz kurlarında hızlı bir artışa neden olabileceğini belirterek, yatırımcıları bu konuda uyardı.
Merkez Bankası’nın faiz artışlarına ilişkin olarak, “Nereye gideceğini kesin olarak tahmin etmek zor, ancak 21 Aralık 2021 günlerine geri dönebiliriz” diyen Yeşilada, politika faizinin yüzde 50 seviyesine yükseltilmesinin ardından piyasada oluşan hareketliliği değerlendirdi.
FAİZ ORANLARI CAZİP GELİYOR
Bu faiz artışıyla birlikte borsa endeksinin 11 bin seviyesinin üzerine çıktığını, mevduat faizlerinin ise yüzde 55 seviyelerine kadar yükseldiğini ifade etti. Yüksek faiz oranlarının yatırımcılar için cazip bir seçenek haline geldiğini ancak enflasyondaki düşüşlerin bu cazibeyi kısmen azalttığını vurguladı.
YABANCI YATIRIMCI ENDİŞESİ
Döviz kurlarındaki yükselişe de dikkat çeken Yeşilada, doların son iki ayda 32 TL seviyelerinde dalgalandıktan sonra 34 TL’ye kadar yükseldiğini ve şu anda 33,89 TL civarında işlem gördüğünü belirtti. Bu yükselişin yabancı yatırımcıların TL varlıklarından çıkış yapmasından kaynaklanabileceğine dair endişelerin arttığını dile getirdi. Merkez Bankası’nın faiz indirimine gitmesi durumunda döviz kurlarında ani ve sert bir yükseliş yaşanabileceğini öngören Yeşilada, bu durumu 21 Aralık 2021 dönemine benzetti.
‘MERKEZ BANKASI DÖVİZ KONTROLÜNDE ZORLANABİLİR’
Yeşilada ayrıca, Kur Korumalı Mevduat (KKM) hesaplarında biriken yaklaşık 60 milyar doların yavaş yavaş çözülmeye başladığını, bu süreçte bir kısmının Türk lirasına dönerken bir kısmının dövizde kalmasının normal olduğunu belirtti. Türkiye’den sermaye çıkışlarının başladığını ifade eden Yeşilada, bu durumun döviz kurunda henüz belirgin bir etkisi olmasa da yabancı yatırımcıların tamamen Türkiye’den çekilmesi halinde 20 ila 30 milyar dolarlık bir çıkış yaşanabileceği uyarısında bulundu.
Türkiye’deki mevduatların yalnızca yüzde 55’inin Türk lirası cinsinden olduğunu vurgulayan Yeşilada, döviz mevduatlarının TL’ye dönüşü halinde Merkez Bankası’nın döviz üzerinde kontrol sağlamada zorlanabileceğini belirtti.
KKM NEDİR? NE DEMEK?
2024 yılının ikinci yarısına girerken, “Kur korumalı mevduat kalktı mı?” sorusu hâlâ gündemdeki önemini koruyor. Kur Korumalı Mevduat (KKM) sistemine yatırım yapanların yanı sıra yeni yatırımcıların da bu konuya yönelik araştırmalarını sürdürmesi dikkat çekiyor. KKM, 2021 Aralık ayında, Türk Lirası’nın döviz karşısındaki değer kaybından tasarruf sahiplerini korumak amacıyla devreye alınmıştı. Bu sistem, yatırımcılara Türk Lirası mevduatlarını döviz kuruna sabitleyerek kur dalgalanmalarından etkilenmeden tasarruflarını koruma imkânı sunuyordu.
Ancak, KKM’nin Türkiye ekonomisine getirdiği mali yüklerin artmasıyla birlikte, Ocak 2024 itibarıyla yeni KKM hesabı açılması durduruldu ve mevcut hesapların vade sonlarında yenilenmesi de engellendi.
KKM sistemi ve kur koruma kavramlarını anlamak için öncelikle kur koruma nedir sorusunu yanıtlamak gerekir. Kur koruma, Türk Lirası mevduatlarının döviz kuru dalgalanmalarına karşı güvence altına alındığı bir finansal yöntemdir. Bu yöntemde, TL mevduatları döviz kuruna sabitlenerek kurdaki olası oynaklıklardan korunur. Bu bağlamda, KKM’nin de, TL mevduatlarını döviz kuru riskine karşı koruyan bir finansal araç olarak tanımlanması mümkündür.
KKM YATIRIMI MANTIKLI MIDIR?
KKM sistemi, TL’nin değer kaybı endişesi taşıyan yatırımcılara alternatif bir güvenli liman sunmak amacıyla hayata geçirilmiştir. KKM hesaplarına yatırılan TL, vade sonunda Merkez Bankası’nın belirlediği alış kuruna göre değerlendirilir. Böylece, mevduat sahibi döviz kurundaki yükselişlerden fayda sağlarken, olası kur düşüşlerinden etkilenmez.
Peki, KKM mantıklı bir yatırım aracı mı? Bu soruya yanıt vermek için sistemin avantaj ve dezavantajlarına bakmak gerekir. KKM’nin en önemli avantajı, döviz kuru riskine karşı sağladığı korumadır. TL’nin değer kaybından endişe duyan yatırımcılar için bu sistem cazip bir seçenek olabilir. Ancak, faiz oranlarının enflasyonun altında kalması, reel getirinin negatif olmasına yol açabilir. Bu nedenle, KKM’nin mantıklı bir yatırım olup olmadığı, yatırımcının kişisel risk algısına ve beklentilerine bağlıdır.