Bakırhan Van’da muhalefete ‘sorumluluk alma’ çağrısı yaptı
VAN – Halkların Eşitlik ve Demokrasi Partisi (DEM Parti), 1 Eylül Dünya Barış Günü dolayısıyla Van’da miting düzenledi. Musa Anter Barış Parkı’ndaki mitinge, DEM Parti Eş Genel Başkanı Tuncer Bakırkan da katıldı.
Burada konuşan Bakırhan; Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi vatandaşı Hakim Lokman’ın, İstanbul’da uğradığı ırkçı saldırıda öldürülmesine değindi: “1 Eylül Dünya Barış Günündeyiz. 1 Eylül gecesi ne oldu biliyor musunuz? Duhok’tan üç Kürt yurttaşımız İstanbul’a tatil için geliyorlar. İstanbul’da bir restorana yemek yemek için oturuyorlar. Kürtçe konuşuyorlar. Kürtçe konuştukları için, orada bulunan bir güruh faşist, ırkçı çete tarafından linç ediliyorlar. Birisi kalbinden bıçaklanarak katledildi. Diğer ikisi ise şu anda hastanede yaşam savaşı veriyor.”
‘TÜRKİYE’Yİ YÖNETENLER, KÜRTLERİ HEDEF GÖSTERİYOR’
Irkçı saldırıların sebebinin iktidarın söylemleri olduğunu belirten Bakırhan, şöyle devam etti: “Bu devletin en başında bulunanlar kavga istiyorlarsa, sabah kalkıp akşama kadar Kürt düşmanlığı yapıyorlarsa ve yapmaya devam ediyorlarsa, bunun İstanbul’daki restorandaki yansıması da bu katliam oluyor. Bu katliama sebep olanların Allah belasını versin. Bu katliama sebebiyet verenlere bir kez daha Van’dan sesleniyoruz. Biz Kürtler bu topraklarda bin yıllardır yaşıyoruz. Bizimle beraber yaşayanlara asla ihanet etmedik, asla düşmanlık etmedik. Komşumuza, yanı başımızda bulunan, bizim gibi olmayan, bizim gibi konuşmayan insanlara kardeşçe davrandık. Ama maalesef son on yılda Türkiye’de, bu ülkeyi yönetenler, bilinçli bir şekilde, ısrarlı bir şekilde Kürtleri hedef gösteriyor. Kürtlerin bu faşist güruhlar tarafından katledilmesini, linç edilmesini sağlıyorlar.”
‘BUNLARIN EN KORKTUĞU ŞEY BARIŞTIR’
İnkâr politikalarının, iktidarın can suyu haline geldiğini söyleyen Bakırhan, “Bu iktidar inkâr üzerinden kendisini var ediyor. Bu iktidar kendisini Kürt düşmanlığı üzerinden var ediyor. Onun için ‘barış’ diyeceğiz ve demeye devam edeceğiz. Türkiye halklarıyla birlikte bu ırkçı, bu şoven sistemin gitmesi için ‘barış’ demeye devam edeceğiz. Bunların en korktuğu şey barıştır. Bunlar çatışma ve savaş üzerinden kendilerini var ediyorlar. Bizden korkun. Çünkü biz ‘barış’ demeye devam edeceğiz” dedi.
‘İKİ KÜRTÇE KELİMEYİ SİLMEK İÇİN GÜNLERCE UĞRAŞTILAR’
Bakırhan, konuşmasında Van’daki yaya geçitlerindeki ‘pêşi peya’ (önce yaya) yazılarının silinmesine de yer verdi: “Öyle arsız, öyle hırsız, öyle hiç aklınıza gelmeyen politikalarla Kürtlere düşmanlık yapan bir yönetimle karşı karşıyayız ki, Van’da da gördünüz. Kadın arkadaşlarımız, amcalarımız, babalarımız yaya geçidinden rahat geçsin diye, belediyelerimiz ‘pêşî peya’ dediler. Bu devlet, bu valilik, bu kaymakamlık, bu emniyet uyumadı. Gece vakti çetelerle birlikte, iki tane Kürtçe kelimeyi silmek için günlerce uğraştılar. Sizlere lanet olsun. Siz yokken de bu topraklarda Kürtçe konuşuluyordu.”
DEFALARCA ELEKTRİKLER KESİLDİ
Bakırhan’ın konuşması boyunca birçok kez elektrikler kesildi. Mikrofonu çalışmayan Bakırhan, dakikalarca arızanın giderilmesini bekledi. Kesintiler, alkış ve sloganlarla protesto edildi. Yeniden elektriğin sağlanmasının ardından sözlerine devam eden Bakırhan, “Belli ki elektriği kesmeye devam edecekler, o yüzden uzatmayacağım” diyerek konuşmasına devam etti.
‘ONLAR, YEŞİL’İN FOTOĞRAFLARIYLA BİZİ TEHDİT EDENLERDİR’
Bakırhan’ın gündeminde, Kürtçe şarkı ve halaylar gerekçe gösterilerek yapılan gözaltı ve tutuklamalar da vardı. Bölgede düğünlerin izne tabi tutulmasına tepki gösteren Bakırhan, şöyle konuştu: “Öylesine ırkçı bir sistemle karşı karşıyayız ki, düğünleri bile artık izinli yapmak durumda kaldık. Kürdün düğününe bile karşı bir sistemle karşı karşıyayız. Elinizi vicdanınıza koyun. Dünyanın neresinde insanlar düğün yaparken sistemden izin alıyorlar? İşte biz böylesine bir sistemle mücadele ediyoruz. Emin olun, barış gelinceye kadar düğünlerimizi de yapacağız, halaylarımızı da çekeceğiz, Kürtçe de konuşacağız, Kürtçe de yazacağız. Biz Van’ız, onlar İstanbul’daki ırkçı saldırıdır. Biz, bugün beyaz tülbentleriyle ‘barış’ diyen Kürt anneleriyiz, onlar Kürtleri katleden Yeşil’in fotoğraflarıyla bizi tehdit edenlerdir. Biz buradaki emekçi insanlarız, onlar sermaye dostudur. Biz ‘barış’ diyoruz, onlar ‘savaş’ diyorlar.”
İKTİDARA ÇAĞRI: BARIŞ ELİNİ TUTUN
Bakırhan, konuşmasının sonunda hem iktidara hem de muhalefet partilerine çağrıda bulundu: “Bir çağrım iktidaradır. Federe Kürdistan bölgesindeki çatışma ve kaostan vazgeçin. Rojava’da insanların insanca yaşadıkları o sisteme SİHA’larla, İHA’larla, toplarla, tüfeklerle karşılık vermeyin. Onların uzatmış olduğu barış elini tutun. Bu savaş politikalarından, bu ırkçı dilinizden vazgeçin. 1 Eylül’dür bugün. Buyurun gelin, Kürtlerle insanca, diyalogla, müzakereyle, Kürt meselesinin nasıl çözüleceğini tartışın. Van tartışsın, Amed tartışsın, İstanbul tartışsın. Halklar birlikte karar versin.
Bir çağrımız da muhalefetedir. Kürt meselesi, siyasete payanda yapılabilecek bir mesele değildir. Ciddi bir meseledir. Türkiye’nin demokrasisini, özgürlüğünü, geleceğini ilgilendiren bir meseledir. Kürt meselesine sıradan yaklaşmayın. Bugün iktidarın pervasızca yaklaşmasının sebebi, muhalefet partilerinin Kürt meselesindeki planlarının, programlarının, çözüm önerilerinin olmamasıdır. Bir an önce muhalefete Kürt meselesinin demokratik yollarla çözülmesi için sorumluluk almaya çağırıyorum. Muhalefetin Van’a, Amed’e, Dersim’e, Kürtlerin yaşamış olduğu her yere, caddeye sokağa davet ediyorum. Buyurun gelin, Kürtler ne istiyorsa kendileri karar versin” diye konuştu.